Masal bu ya! Hayal
dünyama girmek istedim bir gün, durup dururken.
Düşlemek istedim
geleceğimin dünyasını, oturup.
İstedim ki gerçeklik
kaybolsun bir an, gecenin karanlığında.
Yaşamak istedim özgürce, hayal
dünyasında.
Geçmek için düşler alemine
yastığa koyduğumda başımı,
Söndürdüm ışığımı, çağırsın
diye gecenin karanlığı.
Uzun bir sessizlik,
ardından parlak bir ışık hüzmesi;
Çekiyordu beni, düşler
aleminin aynalarla kaplı karanlığı.
Ama hayalim birden
kayboldu, sevmedi karanlığı ayna.
Yaktım lambayı, tekrar
baktım, hayalim aynada.
Söndürdüğümde ışığı yine
kayboldum. Yoktum.
Değişmiyordu. Işık varken
vardım, aynada.
Belli ki karanlıktan hiç
hoşlanmamıştı ayna.
Ben de karar verdim,
aynadan girmeye, düşler alemine. Aydınlıkta.
Kalktım, gecenin bir
yarısında, etraf sessiz, sadece ben, ürkek;
Yaktım odamın lambasını,
sarı bir ışık hüzmesi yayıldı titrek.
Hazırlandım olabildiğince.
Traşımı oldum, giydim en
güzel elbisemi,
Dökündüm kokuları mis
gibi.
Geçtim aynanın karşısına,
girmek için düşler alemine.
Aynadaki ben de traş
olmuştu ve giyinmişti en güzel elbisesini.
Bir adım attım, o da attı
bir adım. Bana doğru yavaşça.
Tam girmek isterken
aynanın camından içeri,
Bir anda… Aynadaki benle kala kaldık baş başa.
Bir adım çekildim. Baktım
o da çekildi geri.
Yeniden dokunmak istedim korkarak
ve usulca.
Parmaklarımız buluştu tam
aynanın ortasında.
Karşımdaki hayal, aynanın
arkasından bakıyordu alaycı;
Aydınlık olsa da oda.
İzin vermiyordu ayna, girmek
için düşler alemine,
Yaşamak için özgürce, hayalimle.
Yeniden koydum başımı
yastığa, bakmadan aynaya.
Söndürdüm ışığı, yumdum
gözümü, hayal de yoktu, ayna da.
Pencereden giren güneşin
ışıklarıyla uyandığımda;
Yeni bir gün başlıyordu,
yaşamın gerçekleriyle, zorlu.
Özgürce yaşam için başarmak gerekiyordu zoru.
Traşımı olurken aynanın
karşısında,
Gece gördüğüm aynadaki
hayalimle,
Güldük geçtik düşümüze, tatlı bir tebessümle. 22/10/2014