“BU YAZI, BUGÜN 15/03/2015 TARİHİNDE HÜRRİYET'TE AHMET ALTAN'LA YAPILAN RÖPORTAJDA ONUN DÜŞÜNCELERİNE KARŞI KALEME ALINMIŞTIR.”
Bir düşünün. AKP'nin iktidara geldiği ilk
yıllar. BOP eşbaşkanlığı, Obama ile samimi ilişkiler.Ve aynı zamanda Esad' la
Bodrum' da ailelerin birlikte tatil yapması. Bir süre sonra nedense Esad Esed
oldu. Türkiyenin Suriye politikası ABD tarafından desteklenmedi. Buna karşın
Türkiye yüzünü derhal doğuya çevirdi. ABD'den uzaklaştı.
Hatırlayın MGK başkanı Tuncer Paşa'nın demeçlerini. Başbakanın Şanghay beşlisine üye olma
isteklerini, Çinle füze pazarlıklarını.
Buna
karşılık ABD' nin karşı hamlesi geldi. Türkiye'deki işbirlikçileri ile birlikte
ordunun komuta kademesini tasfiye hareketine giriştiler. Bunu da Balyoz ve
Ergenekon gibi davalarla yapmaya çalıştılar. Burada Taraf gazetesi ve cemaat bilerek ya da bilmeyerek çok büyük rol aldı. Hükümet de bu olayı değerlendirerek kendisine karşı
girişilecek herhangi bir darbe teşebbüsünü engelleyecek bu girişime (davalara) destek
verdi.
Ne zamana
kadar? ABD, kendisini de cemaat vasıtasıyla iktidardan uzaklaştırmak için çaba
içine girmesine kadar. Yine hatırlayın MİT müsteşarını ve ardından zamanın BB'ını
tutuklama teşebbüslerini. Yine bu sırada başlayan cemaatla hükümet kavgalarını
hatırlayın.
Sonuç
olarak şunu söylemek istiyorum. ABD ile hala bir anlaşma sağlanmış değildir. Bu
CB'nın Obama ile olan ilişkilerinden bellidir. CB ve hükümet de buna karşı bir
zamanlar birlikte tasfiye edilen komuta kademesine kumpas kurulduğunu söyleyerek "pardon" demek zorunda kalmış,
yerine gelen yeni komuta kademesi ile birlikte hala ABD'ye karşı adı konmamış
bir savaşı sürdürmeye devam etmektedir.
Bu savaşın en önünde ABD adına savaştığını
bilmeyen, sadece hizmete odaklanmış saf cemaat mensupları da ne yazık ki yer
almaktadır. Taraf gazetesi ve Ahmet Altan bunun bilincinde midir? Bunu da
okuyucularımın takdirine bırakıyorum.
Bu yazıdan
CB ve Hükümetin politikalarını benimsediğim anlamı çıkmasın. Ben sadece bir
analiz yapmaya, olayları anlamaya çalışan bir yazı kaleme aldım. İktidarın tek
adamlı bir yönetime yol açacak yasal düzenleme girişimlerine demokratik
yöntemlerle karşı konulmasından yanayım. Bu girişimlere karşı koyanlar paralel
veya şövenist olsa bile sadece "bu konuda" bile herkesle işbirliğine gidilmesi
düşüncesindeyim. Sonra bunlarla gerekirse yeni bir demokrasi mücadelesine
girişilebilir.